Gündelik yaşamı düşününce ne kadar mutlusunuz? İstatistikler ülkemizde yaşayan insanların sadece %60'ının mutlu olduğunu söylüyor. Ya siz?
Peki, kitap okuma alışkanlığınız ne durumda? Ülkemizde kitap okuma oranı kişi başına, günde yalnızca 1 dakika. Kesinlikle herkes kitap okumalı değil mi?
Ülkemizde her gün en az 3 kadının fiziksel veya duygusal şiddet gördüğünü biliyor muydunuz? Tabi ki biliyorsunuz. Ağır cezalar bile yüreğinizdeki kızgınlığı azaltmıyor farkındayız.
Üniversite mezunu işsiz sayımızı söylememize gerek var mı? Ya iş bulabilenlerin meslek yaşamında mutlu olduğunu söyleyebilir miyiz?
20 yıl öncesine kadar kendine yeten ülke bireyleri olarak üretici davranışlarımızdan tüketici çılgınına evrildiğimizi fark ettiniz mi? AVM’ler de çok gereksiz ama herkes orada değil mi?
Küfretmenin, argo konuşmanın, arkadaşlar arasında şiddetin, bencil tutumların, asosyal davranışların her geçen gün çocuklarda arttığının farkında mısınız? Farkındasınız çünkü çocuğunuz ya da komşunun afacan yavruları ne kadar bencil değil mi, hem de çok saygısızlar. Halbuki sizin zamanınızda böyle değildi.
Öğrencilik yıllarınızı hatırlıyor musunuz? Özellikle Türkçe ya da Türk Dili ve Edebiyatı derslerini. Ne yapıyordunuz? Okunulan metinleri, konuşulanları, öğretmenin anlattıkları, amatörce yazdığınız sevgi dolu şiirler… Ne kadar güzeldi değil mi? Saygı, sevgi, empati, sanat, edebiyat, doğa, hayvanlar, farklı türde edebi eserler...
Testler mi çoğunluktaydı, yoksa öğretmenin anlattığı fıkralar, şakalar mı? Yoksa sınıfta sesi güzel arkadaşınızın söylediği türküler, okuduğu şiirler mi? Sevmediğiniz halde yazdığınız kompozisyonları hatırlıyor musunuz? Evet, ne kadar da zordu yazması; kâğıda bir türlü düz yazamıyordunuz değil mi? Ama bakın, şimdi rahatlıkla ve özgüvenli bir şekilde iletişim kurabiliyorsunuz. Yoksa sizin küçük afacan iletişim kuramıyor mu? Bir yabancıya adres sormaya, eve gelen misafire hoş geldin demeye çekiniyor mu? Elinden de hiçbir iş gelmiyor değil mi? Hâlbuki bilgisayardan, telefondan ne güzel anlıyor ama iş sohbet etmeye gelince sizin afacandan ses yok. Neden böyle diyorsunuz ve çözüm üretemiyor musunuz?
Değerli meslektaşlarımız test çözmek istemiyorsunuz ama sistem mi böyle? Kitaplar ve müfredat da boş değil mi? Yeni bir söz söylemek istiyorsunuz ama yalnız mısınız? Kurul yazmanlığı, törenler, kutlamalar, şenlikler, yarışmalar, pano hazırlıkları yetmezmiş gibi bir de sınav-müfredat kaygıları. Zihniniz patlayacak gibi mi oluyor? Birazcık sitem etseniz adınız ‘Tembel Öğretmen’e mi çıkıyor? Hak ettiğiniz değeri görmediğinizi düşünüyorsunuz. Yenilikler yapmak, çocukları test pistinden almak istiyorsunuz ama ne yapacağınızı bilmiyorsunuz.
Ne kadar soru var ama hiçbirinin cevabı bizde de yeteri kadar yok. Amacımız da tam olarak burada başlıyor.
Gelin saçma soruları kaldırıp atalım ve yeni sorular soralım. Her soruda yeni çözümler üretelim. Birlikte paylaşalım, üretelim, çoğalalım.
STEM, kodlama, matematik, fen, teknoloji, yapay zeka, artırılmış gerçeklik vs. Eğitim hayatımıza ne kadar güzel yenilikler geldi ancak hepsi için ortak bir şey gerekli: Hayal gücü ve yaratıcılık.
Eğitimde değiştirmek istiyorsak önce bizler değişmeliyiz.
Gelin birlikte değişelim.
Gelin güzel sözler söyleyelim.
Telif Hakkı © 2020 Okul Tozu - Tüm Hakları Saklıdır.
Okul Tozu Günlükleri Her Cuma 21.00'de
İnstagram Hesabımızda!!
Kaçıranlar ve tekrar izlemek isteyenler için yayın arşivimiz IGTV'de.
Bu web sitesinde çerez kullanılır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.